WEBMATEMATİK MATEMATİK SİTENİZ...
  Drina Köprüsü
 
DRİNA KÖPRÜSÜ


Drina Köprüsü: Yazarın balkanlarda kitabın yazıldığı 20 nci yüzyılın ortalarından 350 yıl öncesine kadar olan olayları ve balkan insanın yaşantısını ve kozmopolitliğini yapılan bir köprü üzerinde anlatan bir romandır. “Drina Köprüsü” bir romandan ziyade bir tarih kitabı gibi olayları sosyal yönleriyle de içeren bir kitap olarak göze çarpıyor.

Drina köprüsünü 3 kısma ayırırsak, 1 nci kısım köprünün yapılışı, 2 nci kısım köprünün yapımından müslüman idarenin yani Osmanlı hakimiyetinin son bulmasına kadar olan bölüm, son kısmı ise Osmanlı idaresinin son bulması ve Avusturya-Macaristan imparatorluğu idaresi ve bu idareye karşı ayaklanmalar ve yerli halkın sıkıntıları, bu arada yaşanan değişim ve milliyetçilik akımları olarak özetleyebiliriz.

Balkanlarda yaşanan bu hızlı tarihi değişimleri konu edinen kitap bu değerli tarihi bilgilerin yanı sıra yöre halkının sıradan insanlarının sade fakat iz bırakan hayatlarını da bölümler halinde işlemektedir.

Devşirme olan Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa Balkan kökenli olduğundan geldiği yer olan Bosna-Hersek’e ölümsüz bir eser bırakmak niyeti ile Drina nehri üzerine bir köprü yaptırmak ister. Yerli halkın ilk başta ne olduğunu anlayamadığı, inşaatın uzaması ve baskılarla belli bir noktadan sonra yılgınlık gelip köprünün tamamlanmasını istememesi iyi ve kötü yönetimin arka arkaya gelmesi ilk bölümün konusudur. Köprünün yapılması sırasında her bölümde olduğu gibi tarihe ışık tutan yerli halkın yaşantısı aralara serpiştirilmiş olarak bulunmaktadır. Köprünün baştan itibaren yapılışına pek hoş bakmayan yerli halk köprü bittiğinde o zaman için olağanüstü olan bu eser karşısında hayranlığını gizlememiş ve köprünün yapılışına çok sevinmiştir.

Drina köprüsünün bitmesi ile kasaba, çevre yerleşim yerleri arasında önem kazanmaya başlamış ve içine kapanık olan kasaba ticareti köprü sayesinde canlanarak önemli gelişmeler olmaya başladı. 2 nci bölüm Osmanlı hakimiyetinin balkanlarda zayıflaması ile son bulmakta ve köprünün giderek artan önemi ile değişen koşulları anlatmaktadır.

3 ncü bölümde ise Osmanlının iyice zayıflamasıyla Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun fazla zorlanmadan Balkanlarda egemenlik kurmasıyla başlamaktadır. Yerli halk (hıristiyan ve müslümanı ile) uzun süre Osmanlı idaresine alışmış iken bu yeni idare başta çekingenlikle karşılanmıştır. Fakat bir süre sonra yeni idareye alışıp yeni hayat biçimini benimsemişlerdir. Gelişen hayat koşulları, ticaretin ilerlemesi Avrupa'nın belirli sahalarda Osmanlının önüne geçmesi ile dünyada pek çok şey değişmiş ve kasabada bu değişik hayat tarzına alışmıştır. Fakat belki bir süre sonra yeni medeniyetin kötü yanları ortaya çıkmaya başlamıştır. Ekonominin de bir süre sonra kötüye gitmeye başlaması, milliyetçi akımlarının ilerlemesi; Sırpları bağımsızlık için isyanlar çıkarmaya teşvik etmektedir. Küçük çaplı isyanlar yavaş yavaş büyür ve balkanların her yerinde kanlı mücadeleler başlar. Gittikçe kötüye giden koşullar sonunda her şey iyi olacak diye umut belirdiği anda Avrupa da siyasi cinayetler sonucu 1 nci Dünya savaşı patlak verir. Drina nehri üzerine yapıldığı tarihten itibaren kasaba ile birleşen köprü acımasız savaşta yıkılarak balkan tarihindeki yerine son noktasını koyar.

İster müslüman olsun, ister hıristiyan, ister yahudi, insanlar yaşadıkları yerde bir kültür birliği, deyim yerinde ise bir kader birliği oluşturarak birlikte acıları ve mutlulukları yaşamakta değişim karşısında birbirlerinden çok farklı olmayan biçimlerde etkilenmektedirler. Bu romanda farklı dinlerden olan bu insanların tarihsel süreç içinde özel yaşantıları ile toplumun genel durumu usta bir şekilde tarihi bir köprünün hikayesi etrafında birleştirilerek anlatılmış ve balkan tarihine değişik bir şekilde ışık tutulmuştur.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol